Kaş’taki gezilecek yerler tarihe merak duymayanları bile büyüleyecek bir atmosfere sahip.Batık antik kent Simena’nın üzerinde kano yapıyor geçiyor, otelşmize giderken Uzun Çarşı’da kral mezarından geçiyorsunuz! Var mı ötesi?
Kaş’a
gelir gelmez merkezdeki Kral Lahiti ve mezarlar dikkatinizi çekecek. Bunlar
Kaş’a ait olan tarihsel zenginliğin sadece ufacık bir bölümü. Yılın
neredeyse tamamında güneş alan Kaş, tarihte “Güneş Ülkesi” olarak anılan
Likyalılar’a da başkentlik yapmış.Kaş’taki bir çok antik yapı ve antik kent
UNESCO tarafindan Dünya Miras Listesi’ne alınmış durumda. Antiphellos, Patara,
Xanthos, Phellos, İsinda, Pirha, Nisa, Apollonia, Kekova bunlardan sadece bir
kaçı.
Zaman
içinde bir çok isim verilmiş Kaş’a; Habesos, Antiphellos, Andifli bunlardan
sadece birkaçı. Rivayete göre Kaş bugünki adını bölge sahillerinin şeklinden
alıyor. Hilal şeklindeki sahillerin hemen ortasında göz şeklinde Meis Adası
(Kastellórizo) sebebiyle Kaş ismini yakıştırmışlar.
Antiphellos
Antik Tiyatro
Bu Likyalılar
gerçekten işlerini biliyorlar. Her yaptıkları yapıtlar güzel manzaralımı olur?!
Antiphellos’tan günümüze kadar ulaşabilen pek bir yapı yok. Antiphellos Antik
Tiyatrosu dışında. Tiyatroya girdiğinizde sizi çevrenizden soyutlayan bir
atmosferi var. En üst oturma alanına çıktığınızda ise Kaş ve Meis Adası
manzarasında güneşi batırmak ayrı bir keyif. Zaten günbatımına doğru birasını
kapan buraya geliyor.Antiphellos Antik
Tiyatrosu Just Dream Suite otelimize7KM. Konum içintıklayın.
Uzun
Çarşı ve Kral Mezarı
Bodrum
çarşıdan daha nezih, Alaçatı’dan bir tık daha salaş bir çarşı olarak
düşünebileceğiniz, Kaş merkezin takıcılar, el yapımı ürünler satan tasarım ve
hediyelik eşya dükkanları, butikler ve küçük cafelere dolu, Arnavut kaldırımlı
ve tarihi cumbalı ahşap evlerle dolu görülmeye değer sokakları.Otelimiz Just
Dream Suite 7 Kmdir. Konum için tıklayın.
Uzunçarşı’da
yürüyorsunuz; renk renk dükkanlar, el işçiliği takılar, türlü türlü hediyelik
eşyalar, restoranlar, kafeler derken karşınıza heybetli Kral Mezarı olarak
bilinen Lahit cikiyor. Gerçekten de bir krala layık olabilecek bu yer Kaş’ın
başlangıç noktası desek yalan olmaz. M.Ö 4. yüzyıla ait bu eser tek bir bloktan
oluşmakta. Bloğun altında 8 satırlık bir kitabe, bir erkek, asa ve hüzünlü
görünen bir kadın motifi, batı kısmında bir başka kadın figürü ve üst kısmında
iki adet aslan figürü bulunuyor.
Patara Antik Kenti
Kaş’a yaklaşık
40 kilometre uzaklıkta bulunan Patara’nın plaji kadar antik kenti de ünlü
aslında. Likya Birliği’nin de başkentliğini yapan Patara’da aynı zamanda birlik
toplantıları da su an kalıntılarını görebileceğimiz meclis binasında
düzenlenmekteymiş. Likya Birliği içerisinde üç oy hakkına sahip altı şehirden biri
olan Patara her dönem önemli bir merkez olarak varlığını sürdürmüş. Müze kart
geçerli. Haftanın her günü 15 Nisan 2 Ekim arası 08.00 – 19.00 saatleri, 3 Ekim
14 Nisan arası 08.00 – 17.00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın.
XanthosAntikKenti
Kaş’tan
yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan gidişi zahmetli bu antik kentte
gittiğinize değecek kadar tarihi eser mevcut. UNESCO dünya miraslari listesinde
bulunan bu antik şehir defalarca yıkılmıs yanmış ve tekrar inşa edilmiş.
Bölgedeki en çok eserin bulunduğu yerin burasının olduğunu söyledik öyle ki
kazılar hala devam ediyor burada söylenene göre gördüğümüz eserler şehrin 4’de
1’i bile değilmiş. Yine burada anlatılan ve eserlerin yüzeylerine yazılmış
acıklı bir hikaye var. Pers işgali sırasında teslim olmayarak savaşan
Xanthoslular yenileceklerini anlayınca tüm aileleri ile birlikte saraya girip
kendilerini yakıyorlar. Bu arada buradaki bir çok eserin İngiltere’ye
kaçırılmış olduğunu ve oradaki müzelerde sergilendiğini de üzülerek not edelim.
Müze kart geçerli. Haftanın her günü 15 Nisan 2 Ekim arası 08.30 – 18.30
saatleri, 3 Ekim 14 Nisan arası 08.30 – 17.00 saatleri arasında açık. Konum için tıklayın.
Uyuyan
Dev
Her bir detayı ayrı bir güzellik olan Kaş’taki en büyük efsanelerden biri de
Uyuyan Dev’dir. Kaş’ı ve otellerini çevreleyen dağın uyuyan bir dev silüetini
andırması bu ismi vermiş ona. Ancak adında aşk geçen bir yerin efsanesinde de
aşk olacak elbet. Efsaneye göre Olimpos tanrılarından biri balıkçılık yapan
Prometeus’a kızar ve sevgilisi ile onları ayırır. Sevgilisini karşı adaya
Meis’e hapseder. Balıkçı pes etmez ve kayığıyla gidip sevgilisini kurtarır.
Buna çok sinirlenen zalim tanrı aşıkları biri Meis’te biri Kaş’ta olmak üzere
dağa çevirir. O zamandan beri sevgililerin bakıştıkları ve kavuşacakları günü
bekledikleri söylenir. Benden söylemesi efsanelere inanmıyorsanız bile uyuyan
deve çıkıp muhteşem manzarada günü batırmalısınız. Kim bilir belki Meis’ten bir
tanıdık göz kırpar
Demre
Myra Antik Kenti’ne, St.Nicholaus (Noel Baba) Kilisesi’ne ve mavi
yengeçlere ev sahipliği yapan Demre, Kaş’a 40 dakikalık mesafede. Hrıstiyan
dünyasının hac yolunda önemli bir yere sahip olan St.Nicholaus Kilisesi’nde her
yıl 6 Aralık’ta Noel Baba etkinlikleri yapılmakta. Konum için tıklayın.
Likya
Uygarlıkları Müzesi
Kaş’ta otelimizde konaklar iken Demre’ye yolunuzu düşürüp mutlaka uğrayın
diyeceğimiz bir müze Likya Uygarlıkları Müzesi. Agorası, sarnıçı, hamamları,
kiliseleri, sinagogları restore edilerek 2015’te kapılarını açan Andriake
Örenyeri’nde bulunan müze, M.S. 2. yy.’da yapılmış granarium yani tahıl
ambarının müzeye dönüştürülmesi ile oluşturulmuş. İçinde Likya kentlerine ait
eserler bulunuyor. M.S. 7. yy’a kadar bir liman kenti olarak işlevselliğini
koruyan antik kent Andriake’nin bugün kullanılmayan rıhtımında bir de antik
dönem ticaret gemisi canlandırması var. Gemide amphoralarla zeytin yağı, şarap
gibi sıvı malzemelerin o dönemde nasıl taşındığını gösteren bir kurgu
yapılmış. Konum için
tıklayın.
Batıkşehir ve Kekova
Teknenin bi tarafı koyu mavi, bir
tarafları açık. Bu ani derinleşmenin sebebi tam buradan geçen ve
Likyalıları tarihe gömen fay hattıymış.
Batık Şehir, Kaleköy’ün tam karşısında kalan Kekova Adası’nın çevresinde,
2. yüzyılda yaşanan depremlerle yok olan Dolkisthe Antik Kenti’nden kalma
kalıntılarla dolu alan. Tekne ve yatların demir attığı, meşhur tersane koyu da
bu adanın ucunda kalıyor. Bizans Devri’ne ait bir kilisenin apsisi, denize inen
merdicenler, dükkan ve evlerin planları görülebiliyor. Konum için tıklayın.
Kaleköy(Simena)
Likya
dönemindeki antik adı Simena olan bu bölgenin büyük bölümü dalışa kapalı
olduğundan, Kaleköy’den kanoya atlayıp hemen karşısındaki batık şehrin
hazinelerini kano ile keşfetmek burada yapılacak açık ara en güzel şey.
Sonrasında, köyün limanı etrafında, karada ve denizden irili ufaklı çıkan Likya
döneminde ait mezar anıtlarını göreceksiniz. Üstelik işin güzel tarafı burda
denize de girebiliyorsunuz. Üstüne de Kaleköy’ün yamaca dizilmiş
restoranlarında bir yemek çekersiniz. En tepede, denize karşı harika bir
manzarası ve küçük bir amfitiyatrosu olan kale de ideal günü batırma
noktası. Konum için tıklayın.
Üçağız
Kekova ve Kaleköy’e, günübirlik tur teknelerinin veya Antalya-Kaş arası tur
yapan teknelerin kalktığı bir yat limanının ve minik pansiyonların
olduğu, salaş ama keyifli rakı-balık restoranlarını ve taze yanık ve keçi
sütü dondurmanın en hasını bulabileceğiniz minik bir kasaba. Konum için tıklayın.
Saklıkent Kanyonu
Bir deprem sonucunda oluştuğu rivayet edilen kanyonun yaklaşık 14 kilometre
uzunluğu ve eşsiz bir güzelliği var. Bu eşsiz güzellik aynı zamanda Muğla ve
Antalya sınırını cizmekte. Burada anlatılana göre yıllar önce bir çoban bulmuş
kanyonu. Daha sonrasında devletten kiralamayı başarmış. İçeride bir çok işletme
var. İşletme dediğimiz evinin önünde gözleme yapan teyzeler ve yürüyüş
ayakkabısı satan amcalar. Kanyon ise tam bir macera. Bir kere kesinlikle
yanınıza bir yürüyüş ayakkabısı alın, terlikle yapilabilecek bir yürüyüs değil
bu. Buz gibi suyun içine girip etrafınızdaki eşsiz şelaleleri ve yer
şekillerini görmek kesinlikle Kaş’ta yapılacak en güzel şeylerin başında
geliyor. Hele Kaş’ın o ölümcül yaz sıcaklarında!
Biz Kaş’taki bir turla geldik. Uğradığımız yerlerden birisi de buydu. Arzu
ederseniz bu turlara katılıp burada 1 – 2 saat vakit geçirebiliyorsunuz. Ya da
ben daha çok vakit geçirmek istiyorum diyorsanız özel aracınızla
gelebilirsiniz. Etrafta özel otoparklar mevcut. Konum için tıklayın.
Kalkan
Kaş’a gelipte Kalkan’a gitmemek olur mu? Kalkan, Kaş’ a yaklaşık 25
kilometre mesafede, Yunanlı denizciler tarafından 200 yıl önce kurulmuş ve
Likya Uygarlığı’nın izlerini taşıyan bir belde. Kaputaş Plajı ve Patara Plajı,
Kalkan sınırları içerisinde bulunan, dünyaca ünlü plajlardan iki tanesi.
Buranın diğer bir özelliği de nüfus coğunluğunun İngilizlerden oluşması. Evet
yanlış duymadınız. Kalkan’da villa sahibi olan İngilizler nüfusun neredeyse
%80’ini oluşturmakta. Burası Kaş’a göre daha sakin. Ve biraz daha İngilizler’e
göre şekillenmiş. Gece hayatı daha bir Kuşadası barlar sokağı tadında. Kaş’taki
salaş butik pansiyon kültürü yok burada mesela. Konum için tıklayın.